"Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile mesela, zeytin dikeceksin."
(Nazım Hikmet Ran)
Tarih boyunca uygarlıkların sembolü olmuş; barışın, umudun, bereketin, sağlığın temsilcisi zeytin ağaçları Ege’yi, Akdeniz’i sever. Kendine özgü hafif kokulu, küçük, narin, sarı ve beyaz çiçekleriyle karşılar baharı. Yaz aylarında çiçekleri meyveye durur. Sonra yaz geçerken meyveleri irileşir, olgunlaşır. Hasat zamanı, sonbahardır. Zeytin ağacının çok uzun ve verimli bir ömrü vardır, şifa kaynağıdır.
Fark ettiniz mi, bilmiyoruz ama zeytin ağaçları yaz kış yeşildir. Sonbahar mevsiminde çoğu ağacın yaprakları kızıl ve sarıya dönerek yaprak dökerken zeytin ağaçları kendilerine has bir tonda yeşil kalmaya devam eder. Peki, zeytin ağacı yaprak dökmez mi? Aslında zeytin ağaçları da yaprak döker ama dökülenin yerine yenilenen yapraklar öylesine hızlı büyür ki zeytin ağaçları sanki yapraklarını hiç dökmemiş gibi daima yeşil görünürler. Zeytin ağacı bu özelliği ile sonbaharın hüznü karşısında her daim umudun temsilcisidir adeta.
Zeytin ağacının mitoloji ve botanikteki adı “Ölümsüz Ağaç“tır. Zeytin ağacının kök sistemi o kadar sağlamdır ki, ağacın yer üstü yapısı yangın, don veya hastalık nedeniyle yok olduğunda bile kendini yenileme yeteneğine sahiptir. Zeytin ağacının gövdesini kesseniz bile geniş alana yayılmış köklerinden tekrar sürgün verip canlanır. Bu özelliği ile ölümsüzlüğün ve tekrar dirilmenin sembolü olur.
Çok eski dönemlerden beri kullanılan zeytin ve dünyanın ilk bitkisel yağı olan zeytinyağı birçok toplumda kutsal kabul edilmiştir. Kutsal kitaplarda sözü edilen zeytin için Eski Ahitte yer alan efsanelerden birinde; ağzında bir zeytin dalı ile Nuh’un gemisine dönen güvercin tufanın bittiğini haber vermiş ve o zamandan bu yana zeytin dalı barışın sembolü olmuştur.
Anadolu’da 6 bin yıldır insanlara sağlık veren zeytin ağaçları bereketiyle nesilleri besler. İnsanlık tarihi kadar eski geçmişiyle dalından soframıza kadar uzanan zeytin ağacı; yaprağıyla, meyvesiyle, yağıyla, çekirdeğiyle, gövdesiyle yüzyıllardır insanlık için şifa ve geçim kaynağı olmuştur.
Bugün, karşılaştığı her rüzgarı, yağmuru, güneşi biriktirerek mucizeye ve berekete dönüştüren zeytin ağaçları tarihin gerçek tanıklarıdır.
Garandere Zeytinyağı olarak bizler, kalın ve biçimsiz gövdeleri yıllara meydan okuyan bu ağaçları nesillerdir bağrına basıyor, bin bir özenle sakınarak meyve vermesini bekliyoruz. Kısacası onlara kalbimizle bakıyoruz.
Her güzel şeye kalbiyle bakabilenlerin çoğalması dileğiyle ömrünüz, neşeniz ve huzurunuz zeytin ağacı gibi olsun.