Bu dünyada dikili bir ağacınız olacaksa bu ‘zeytin ağacı’ olsun.
Zeytin ağacı, öyle klasik bir ağaçtan ibaret değildir.
Tek bir dalıyla bile barışı, meyvesiyle sağlığı, varlığıyla kültürümüzü simgeleyen zeytin ağaçları son zamanlarda gündemden düşmeyen bir yasayla tehlikeli zamanlardan geçiyor. Zeytinin ana vatanı olan Türkiye, binlerce yıllık bir üretim kültürünün kaynağı olan zeytin ağaçlarının ölüm fermanını imzalayan ilk ülke olarak tarihe geçmek üzere.
Oysa zeytin ağacının ekolojik dengenin devamlılığının yanında geçim ve insanlık için şifa kaynağı olması açısından da çok önemli bir rolü vardır. Zeytin ağacını korumak demek toprağımızı korumak, üreticimizi korumak demektir; doğaya çeşitlilik, ormana zenginlik, insanlığa sağlık demektir.
Bir zeytin ağacı keserseniz sadece bir ağacı değil, yerel kültürülerin geçimini, tarihe tanıklık etmiş kültürel mirası, şifa kaynağını, canlılara yuva olan bir değeri kesmiş olursunuz.
Zeytin ağaçlarının bizim için kıymeti çok başka. Bir şeyi ne kadar çok severseniz farkındalığınız o kadar büyük olur. Zeytin ağaçlarının altında büyümüş çocuklar olarak onların kaybının sonunda hayatlarımızda çok şey değişeceğini biliyoruz.
Yerin üstündeki zeytin ağacı, yerin altındaki madenden daha değerlidir.
Hep birlikte zeytin ağaçlarına kocaman sarılalım ve onlara sahip çıkalım.