Mitolojik bir bitki olan zeytinden elde edilen zeytinyağının çağlardan beri sağlık ve güzellik için kullanıldığı kanıtlanmış bir gerçektir.
Santorini Adası'nda bulunan zeytin yaprağı fosilinin yaşının milattan önce 39.000 yıl öncesine kadar gittiği tespit edilmiştir. Oldukça narin olması, yavaş ve zahmetli büyümesine rağmen zeytin ağacı, ortalama 300 - 4000 yıllık ömrü olması nedeniyle “ölümsüz ağaç” olarak adlandırılmaktadır.
Akdeniz ve Ege bölgesi iklimleri gereği zeytin üretimine en elverişli topraklara sahip olduğu için zeytinyağı üretiminde ilk sıralarda yer almaktadır. Yaklaşık 13 milyon ton olan dünya zeytin üretiminin %86’sı 6 tipik Akdeniz ülkesinde yoğunlaşması dikkat çeken önemli bir ayrıntıdır. Sırasıyla üretimin %26’sı İspanya, %23’ü İtalya, %15’i Yunanistan, %9’u Türkiye tarafından sağlanmaktadır.
Ülke bazında zeytinyağı tüketim oranlarını inceleyecek olursak; Yunanistan yaşanan büyük düşüşlere rağmen hala lider durumunda bulunmaktadır. Yunanistan’da yıllık kişi başı zeytinyağı tüketimi 21 kiloyken, İspanya’da 13 kilo, İtalya’da 11.5 kilodur. Türkiye’de zeytinyağı tüketimi konusunda son yıllarda önemli bir artış olmasına rağmen kişi başı tüketim yalnızca 2.1 kiloyla sınırlı kalmaktadır. Lübnan, Ürdün ve Tunus’ta kişi başı tüketimin 3 kilonun üzerinde olduğunu göz önünde bulundurursak bu oran oldukça azdır.
Peki, Türk mutfağında “Zeytinyağlı Yemekler” ayrı bir kategoride sınıflandırırken; İnsanlık tarihinde zeytinyağı üretilen ana toprakların üzerinde yaşıyorken; böylesi bir iksirin, sağlık açısından ne kadar büyük bir önemi olduğunu biliyorken neden yeterince zeytinyağı tüketmiyoruz?
Unutulmamalıdır ki zeytinyağı tek başına bile tüketilebilen bir şifa kaynağıdır. Ayrıca, Türk kültüründe en uzun geçmişe sahip olan en sağlıklı yağ zeytinyağıdır.
Comments